- Selçuklular döneminde Türk dili saray ve orduda; Farsça yönetim ve din dış kültürel faaliyetlerde (edebiyat); Arapça ise din ve hukuk dili olduğu bilinmektedir.
- Farsça devletin resmi dilidir. Devletin dilinin Farsça olması, Türklerin Farslılaştığının göstergesi değildir. Türk hükümdarlar Türkçe konuşmuş ve Türk kültürünü yaşatmışlardır.
- Bu dönemde Türkler bir nevi İran kültürünün koruyuculuğunu üstlenmiştir. İslamiyetin yayılması için çaba harcamışlar ve camiler gibi çeşitli yapılar inşa etmişlerdir.
- Selçuklularda da tıpkı Gazneliler gibi etraflarında şairler bulunur ve şairler sarayın himayesindedir.
- Alp Arslan, Burhanî'ye "emirü'ş-şuarâ" unvanını vermiştir.
Mu'izzî
- İran edebiyatının klasik döneminin önemli şairleri arasındadır.
- İranlı kaside şairi.
- Sultan Melihşah döneminde sarayda bulunmuştur. (Melihşah'ın himayesinde olan şair başta pek ilgi görmemiştir.)
- Geçim sıkıntısı yaşayan şaire, Melihşah'ın damadı Ali-yi Ferâmurz tarafından ramazan hilalinin görülmesi dolayısıyla şiir söyletilmesiyle sultanın dikkatini çekmiştir ve sultanın ödüllerine mazhar olmuştur.
- Melihşah'ın "Muizzü'd-dünyâ ve'd-dîn" lakabından dolayı Mu'izzi mahlasını almıştır.
- Sultan Sencer zamanında "emîrü'ş-şuarâ" "melikü'ş-şuara"lığa yükselmiştir.
- Kasidelerinde Ferruhî-yi Sîstani, Unsurî, Menûçihrî etkisi vardır.
- Sade bir dili ve samimi bir üslubu olan şairin kendine ait bir divanı vardır.
Enverî
- İran edebiyatının en büyük kaside şairi.
- Sultan Sencer'in himayesindedir. Sultan'a sunduğu kasideler teknik anlamda başarılıdır.
- Ebîverdî adıyla da tanınır.
- Türk asıllı şair
- 17.yy şairi Nef'i'yi etkilemiştir.
- Şiirlerinde Türk sultanlarını överken İranlı sultanları yermiştir.
- Şiirleri genellikle konuşma diline yakındır.
- Saraya bağlı zengin bir şair gördüğünde o sırada geçim sıkıntısı çeken Enverîi sultana kaside sunmaya karar verir.
- Nücûm ilmindeki bilgisine güvenen şair, 582 yılında beş ya da yedi gezegenin Mizan burcunda bir araya geleceğini ve korkunç bir fırtınanın dünyayı altüst edeceğini söyledi ama dedikleri gerçekleşmedi. Dediklerinin gerçekleşmemesiyle birlikte büyük bir tepkiyle karşılaşan şair Belh'e kaçmak zorunda kalmıştır.
- Belh'de bulunduğu sıralar Belh halkını hicveden bir manzumenin kendisine mal edilmesi nedeniyle yakalanıp kadın kılığında dolaştırılmıştır.

Nizâmî-i Gencevî
- Azerbaycan ve İran'ın en büyük şairi.
- Gence şehrinde (545/1151) doğmuştur.
- Geçimini gönderdiği kasidelerin ihsanıyla sağlayan şair, birçok kez saraya davet edilmesine rağmen çeşitli bahanelerle bu davetlere gitmemiştir.
- Divanının çok az bir kısmı günümüze ulaşan şairin hamsesi vardır.
- Mahzenü'l-esrâr, Penc-genc adıyla da bilinmektedir. Hamsenin ilk eseri. Fahrüddîn Behrâmşâh Bin Dâvud için yazmıştır. 2400 beyitten oluşan mesnevi aruzun müfteilün müfteilün fâilün kalıbıyla yazılmıştır. Mesnevi tarzındaki eser; ahlaki tasavvufi düşünceleri öğretmek amacıyla, ahlaki konuları işleyen, öğüt veren didaktik bir eserdir. Mesnevi 20 makaleden oluşur. Esere birçok İranlı ve Hintli şair nazire yapmıştır.
- Hüsrev ü Şîrîn, hamsenin ikinci mesnevisidir. Sultan Tuğrul bin Arslan ithaf edildiği söylenmektedir. 6500 beyit, aruzun mefâilün mefâilün feûlün kalıbı kullanılmıştır. Konusu 23. Sasanî hükümdarı Hüsrev-i Pervîz ile bir Ermeni prensesi olan Şîrîn'in aşkını anlatır. Fars dilinin en lirik eserlerindendir. Olaylar Şehname'deki gibi destani bir şekilde değil; duygusal ve aşk unsurları çerçevesinde işlenmiştir. Nizamî, Hüsrev üzerinden devrin yöneticilerine devlet adamlarına yol göstermektedir. Eser alegorik nitelikler taşımaktadır.
- Leylâ ve Mecnûn, üçüncü mesnevisi. Mefûlü mefâilün feûlün kalıbıyla yazılmıştır. İslami çerçevede Leyla ve Mecnun'un (Kays) aşkını anlatır. Tefekkür fikri ön planda olan eserde maddi aşk, manevi aşka dönüşür. Teknik bakımdan başarılı olan esere (Geriye dönüş, leitmotiv, özetleme vb. kullanılmıştır.) pek çok nazire yapılmıştır.
- Heft-peyker, Heft-gunbed ya da Behrâm-nâme dördüncü mesnevisi. Fâilâtün mefâilün fâilün kalıbı, 5197 beyitten oluşmaktadır. Eser Sasani hükümdarı V. Behrâm halk hikayelerinden alır. (Behram tarihi ve destani bir şahsiyettir.)
- İskendernâme, beşinci mesnevi. Şerefname (hükümdarlık yönü) ve ikbâlname (menkıbevi kişiliği) olmak üzere iki bölümden oluşur. Feûlün feûlün feûlün feûl kalıbıyla yazılmıştır. Nusratüddin Ebû Bekr Muhammed'e ithafen yazmıştır.Eser; İskender ve Dara arasındaki çekişmeyi, Dârâ'nın kızı Rûşeneg'le İskender'in evlenmesi gibi konular anlatılmıştır. Eserde Yunan filozoflarından Aristo'da vardır. Şerefnâme bir tür siyasetnamedir. İkbâlname, Şehname vezniyle yazılmış olup İskender'in menkıbevi kişiliğini anlatır.
Hakanî (12.yy)
- İran edebiyatının kaside şairlerindendir.
- Türk asıllı, Şirvanlı.
- Hz. Peygamber'in şairi Hassân b. Sâbit'e benzetilerek kendisine Hassânü'l-Acem unvanı verilmiştir.
- Hakâikî mahlasını da kullanmıştır.
- Hakan-ı Ekber Minüçihr'e intisap etmiştir. Sultan Sencer'e intisap etmeyi amaçlamasına rağmen bu isteği gerçekleşmemiştir.
- Genellikle aruzun kısa kalıbını kullanmıştır.
- Mevlana'nın gazellerinde Hakanî'den izler vardır.
- Fuzulî'nin Enîsü'l-kalb adlı eseri Bahrü'l-ebrâr'a naziredir.
- Divan (17500 beyit), Tuhfetü'l-Irâkeyn (ilk manzum seyahatname)

...............................................................
Sultan Süleyman zamanında Seyid Eşref, Râvendî (Ravedî, Keyhüsrev b. Kılıçarslan'a ithaf ettiği Râhatü's-sudûr ve Âyetü's-sürûr isminde bir eseri vardır), Mes'ud; Avfî, Lubâbu'l-elbâb isimli bir şuara tezkiresi yazmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder