Türk Edebiyatında Hüseyin Siret Özsever

      

         Servet-i Fünûn şairlerinden olan Hüseyin Siret'in dergide ilk şiirleri 1896'da çıkmaya başlamıştır. Dönemin politik-siyasi olaylarıyla yakından ilgilenen şair, bu nedenle  sıkıntı yaşamış ve yurt dışına kaçmak zorunda kalmıştır. (1901'de idama mahkum edilmiş, 1908'de dönebilmiş ama tekrar siyasi olaylara karıştığı için yurt dışına çıkmak zorunda kalmıştır.) Dönemin aydınlarının büyük çoğunluğu II.Abdülhamid'e karşıdır ve onun gitmesini istemektedir. Bu nedenle II.Abdühamid'i tahtan indirileceğine dair söylentiler çıkarılınca Tevfik Fikret ve Hüseyin Siret'in evi aranır ve bulunan kırmızı ciltli kitaplar "kan ve ihtilal" anlamına geldiği yorumlanarak iki şairde tutuklanır ve sonrasında Hüseyin Siret sürgün edilir. Hüseyin Siret sürgündeyken ilk eşi vereme yakalanır ve vefat eder. 

             Servet-i Fünûn topluluğunun "güzellik için sanat" anlayışını benimseyen şair, romantik bir yaratılışa da sahip olması nedeniyle  şiirlerin acı ve ıstırabın izleri vardır. Bir yandan aile içerisinde yaşanan sorunlar bir yandan da siyasi olaylara dahil olması nedeniyle yaşadığı sorunlar onu bu ruh haline itmiştir. Tevfik Fikret tesiri bariz bir şekilde görülen şairin şiirinin başlıca teması aşk ve aile hayatıdır. Tabiat, bu temaların arka planı olmuştur. İlk şiirlerinde H. Siret imzasını kullanan şair bazen Ömer Senih adını kullanmıştır. Hüseyin Siret, jön Türklerden biridir. 

             İlk şiirlerinde divan şiiri tarzında (Muallim Naci etkisi) yazan şair, dil konusunda Servet-i Fünûn yıllarındayken Arapça ve Farsça kelimeleri yoğun kullanmış ama cumhuriyet yıllarında sadeleşmeye gitmiş ve hece veznini kullanmıştır. Melâl (Hüzün) şairi olarak  anılır.

              Eserleri:
  • Leyâl-i Girîzân (Şiir)
  • Bağ Bozumu (Şiir)
  • Kıvılcımlı Kül (Şiir)
  • Kargalar (Şiir)
  • İki Kaside (Şiir)
  • Bir Mektubun Cevabı ve Hüseyin Avni Ulaş'a




Yorumlar