
Enis Behiç'in şiire başladığı dönem Balkan Savaşları'na denk gelmiştir. Dönemin milli havası içerisinde Enis Behiç'te milli duyguları temel alan şiirler yazmıştır. Balkanlarda aldığımız mağlubiyeti anlatan "Vatan Mersiyesi, Buhran, Mağluplar ve Guruplar I-II" şiirleri aruz ölçüsüyle yazmış olduğu toplumsal konulara yöneldiği şiirlerindendir. Aruzla yazmış olduğu ilk dönem şiirlerinin bazılarında musikiyle şiiri birleştirerek yeni aruz kalıpları kullanmıştır.(Sevgilim ve Kıvılcım vb.)
Enis Behiç'in şiirinin ikinci dönemi ise Ziya Gökalp ile tanışmasıyla başlamıştır. Bu dönemde içerik, dil, şekil ve üslup bakımından Koryürek'in şiirleri büyük bir değişime uğramıştır. Ziya Gökalp'in etkisiyle hece ölçüsüne yönelen Enis Behiç, bu dönemde I.Dünya Savaşını, Milli Mücadeleyi, milli konuları, tarihi kahramanları ele almıştır. "Çanakkale Şehitliğinde, Süvariler, Gemiciler, Tuna Kıyısında, Milli Neşîde, Venedikli Korsan Kızı, Uğursuz Baskın, Şair ve Hilal, Kâbus, Ordunun Duası" adlı şiirleri savaşı konu alan milli duygulardan hareketle zaman zaman Turancı bir düşünceyle yazmış olduğu şiirleridir.
Koryürek, ilk şiir kitabını 1927 yılında Mirâs adıyla bastırmıştır. Sonraki yıllarda ise şiir kitabı Mirâs ve Güneşin Ölümü adıyla basılmıştır. İlk şiir kitabında milli duyguları anlatan şiirlerinin yanında aşk, çapkınlık gibi konularını ele aldığı manzum hikayeleri de vardır. (Fanteziler, Birkaç Hikaye, Gönülden Birkaç Yaprak) Güneşin Ölümünde ise daha çok ölüm temalarını işlemeye başlamıştır. (Maymunlar adlı bölümde, şiir kitabında masal tarzında oluşturduğu 6 şiiri, insanoğlunun ikiyüzlülüğünü konu alır.)
Enis Behiç hayatının son dönemlerine doğru, 1946'dan sonra, hem ruhsal olarak hem de edebi anlayışı açısından büyük bir değişimin içine girmiştir. Bu dönemde psikolojiye yönelen şair, 17.yy'ın mevlevî büyüklerinde Çedikçi Süleyman Çelebî'nin ruhu ile temasa geçmiş ve yeni şiirlerini onun isteği üzerine yazmıştır. Katılmış olduğu ispritizma seanslarında irticalen söylediği ve yakınlarının yazıya geçirdiği şiirlerini Vâridât-ı Süleyman adıyla bastırmıştır. Bu şiirleri aruz vezniyle ve tasavvufu temel alan şiirleridir. Kitap yayımlandığı dönemde bazı kesimler tarafından şarlatanlık bazı kesimler tarafından ise olağanüstü bir olay olarak görülmüştür.
Şair, şiirlerini Varlık, Hayat, Donanma, Şehbâl gibi dergilerde yayımlamıştır. Budapeşte'de memur olarak çalıştığı dönemlerde Ahmet Hikmet Müftüoğlu ile dost olmuş, onun etkisinde kalmıştır. Korsan şiirleri ile ünlenmiş, şiirlerini coşkun, heyecanlı bir dille yazmıştır.
Eserleri;
- Mirâs (Şiir)
- Mirâs ve Güneşin Ölümü (Şiir)
- Vâridât-ı Süleyman- Çedikçi Süleyman Çelebî Ruhundan İlhamlar (Şiir)
- Harbin Sair Felaketli Hadiselerin Tesiri (Çeviri)
- Bugünkü Harplerin Başlıca Demografik Etkileri (Çeviri)
- Toptan Göçler (Çeviri)
- Harbin Demografik Kanunları (Çeviri)
- Nüfus Meseleleri ve Irkın Korunması (Çeviri)
- Kanuni Sultan Süleyman (Çeviri)
Yorumlar
Yorum Gönder