Türk Edebiyatında Ahmet Haşim (1887-1933)

         

          Fecr-i Âtî topluluğun en tanınmış isimlerinden olan Ahmet Haşim, bu topluluğun sanat anlayışını tam anlamıyla benimsemiş, topluluk dağıldıktan sonra da başka bir topluluğun içine girmemiş, kendi sanat anlayışı çerçevesinde bireysel konular üzerine eserlerini vermiştir. Şiir ve düz yazı türünde eserler veren sanatçı şiirleriyle Türk edebiyatının önemli şairleri arasına girmiştir. 

              İlk yazdığı şiirini 1901 yılında Hayâl-i Aşkım adıyla Mecmûa-i Edebiyye'de yayımlayan Haşim, 1909 yılında Fecr-i Âtî'ye girmesiyle birlikte ününü daha da genişletti. İlk olarak Abdülhak Hamid, Muallim Naci, Tevfik Fikret gibi yerli şairlerimizi takip edip örnek alan Haşim, çağdaş batı şiiriyle de ilgilendiği bu süreçte bu şairlerin etkisinden kurtulmuş ve kendi şiir anlayışını ortaya çıkarmıştır. Fecr-i Âtî'ye girmesiyle birlikte Servet-i Fünûn sanatçılarına, özellikler Tevfik Fikret'e ağır eleştiriler yapmaya başlamıştır. (Haşim'de devrinin pek çok önemli şairleri gibi eğitim hayatının bir dönemini Galatasaray'da geçirmiştir. Burada Tevfik Fikret gibi önemli isimleri tanıma imkanı bulmuştur. Emin Bülend, Hamdullah Subhi gibi isimlerle okul arkadaşı olmuştur.)

                 Haşim'in şiirlerinin en temel konuları aşk, tabiat ve çocukluk anılarıdır. Çocukluğu Dicle kıyılarında geçen şairin babası sert mizaçlı iken annesi şefkatli bir tabiata sahipti. Annesinin sevgisiyle büyüyen şair daha o yaşlardan itibaren hasta bir hassasiyete sahipti. Annesini kaybettikten sonra İstanbul'a getirilip yatılı bir okula verilen şair, burada iyice içine kapanık bir ruh haline büründü. Bu içine kapanık ruh hali şiirlerinde yaşadığı dünyadan kaçma bir hayal dünyasına sığınma şeklinde kendini gösterdi. Annesinin hatıraları ile dolu olan çocukluk yılları şiirinin başlıca temaları haline gelmiştir. Dış dünyaya ait yaptığı gözlemleri hayal dünyasında şekillendirmiş ve şiirlerinde başarılı tabiat manzaraları ortaya koymuştur. Şiirlerinde genellikle akşam saatlerini, geceyi kullanmıştır. 

        Ahmet Haşim'in şiir dili iki dönemde incelenebilir. 1901-1915 yılları arasında Servet- Fünûn'un dil anlayışından farksızken, 1921 sonrasında konuşma diline doğru yönelmeye başlamıştır. Bununla birlikte şiirlerinde sanatlı bir söyleyişi benimseyen sanatçı aruz ölçüsünü başarılı bir şekilde kullanmıştır. Aruz ölçüsünü şiirde tercih eden sanatçı hece ölçüsü için 'köylü vezni' demiştir. Şiirlerinde musikiye önem vermiş, anlamın açık olmasına fazla önem vermemiştir. Şiirleri bazı yönleriyle sembolizmin özelliklerini taşımakla birlikte onun şiirlerinde sembolizmin asıl unsuru olan sembol yoktur. Ahmet Haşim, 'şiir ne kadar belli ölçülere girmeye yaklaşırsa o kadar şiir olacağını' söylemiş ama bu amacını sadece Bir Günün Sonunda Arzu adlı şiirinde gerçekleştirebilmiştir. Yani saf şiir anlayışını açıkladığı bu sözüne bağlı kalamamıştır.

             Ahmet Haşim'in şiirleri sembolist özellikler taşımakla birlikte gerçek anlamda sembolizmden uzaktır. Haşim'in şiirleri için empresyonist şiirler diyebiliriz. Şiirlerinde dış dünyada yapmış olduğu gözlemlerin bireyin iç dünyasına ne şekilde yansıdığını anlatmıştır. Göl Saatleri adlı şiir kitabında yazmış olduğu manzum mukaddimede, empresyonizm hakkında düşüncelerini anlatmıştır. Haşim'in şiirleri sembolist-empresyonist akımın etkisi altında netlikleri silinmiş, karartılmış bir tablo gibidir. O şiirin anlamının açık olmasını istemez, ona göre şiirdeki kelimelerden farklı anlamların çıkarılabilmesi gerekir.  Şiirlerinde en çok tercih ettiği nazım şekli serbest müstezattır.

             Ayrıca Ahmet Haşim'in yazdığı fıkra, makale, gezi gibi türlerde vermiş olduğu düz yazıları da oldukça başarılıdır. Olayları farklı açıdan değerlendirişi, nükteli dili gibi özelliklerinden dolayı dikkat çekmiştir. Şiirlerinde sanatlı bir dili benimsemesine karşın düz yazılarında sade bir dili benimsemiştir. Haşim, eserlerinde toplumsal konulara karşı ilgisiz kalmıştır. Osmanlı'nın dağılma döneminde, I.Dünya Savaşı'nın ve Milli Mücadelenin olduğu yıllarda yaşayan şair yazılarında bu konulara değinmemiştir.

             Eserleri;

  • Göl Saatleri (Şiir)
  • Piyale (Şiir)
  • Bize Göre (Nesir)
  • Gurebâhâne-i Lâklâkan (Nesir)
  • Frakfurt Seyahatnamesi (Gezi)








Yorumlar