1908'den sonra II.Meşrutiyet'in ilanı ile birlikte istibdadın baskıcı havası ortadan kalkmış ve şairlerin, yazarların eserlerini rahatlıkla ortaya koyabileceği bir özgürlük ortamı doğmuştur. Bu dönemde başlarda Osmanlıcılık fikir akımı etkisini sürdürmekle birlikte patlak veren Balkan Savaşları, Osmanlı Devletinin içinde yaşayan ulusların isyanı ile birlikte bu fikir akımı etkisini kaybetmiş, yerini İslamcılık ve Türkçülük fikir akımlarına bırakmıştır.
İslamcılık fikir akımının edebiyat alanında en önemli temsilcisi Mehmet Akif'tir ama bu fikir akımı pek ilgi görmemiş, destekçi bulamamıştır. I.Dünya ile birlikte Müslüman ulusların Osmanlı'nın yanında olması sonucunda İslamcılık fikir akımı önemi yitirmiştir. Osmanlıcılık ve İslamcılık fikir akımları ilk olarak siyasette kendini gösterirken Türkçülük ilk olarak edebiyatta görülmüş, sonrasında siyasette etkili olmuştur.
1908'den sonra II.Meşrutiyetin ilanı aynı zamanda Balkan Savaşları ile birlikte Türkçülük akımı siyasette de kendini göstermeye başlamış; dernekler, yayın organları kurularak bu fikir akımı teşkilatlanmaya ve yayılmaya başlamıştır. Türkçülük ile ilgili kurulan ilk dernek 1908 yılında kurulan Türk Derneği'dir. 1911 yılında bu dernek aynı adla dergi çıkarmaya başlamıştır. Bu derneğin yerini daha sonra Mehmet Emin Yurdakul'un başkanlık ettiği Türk Yurdu derneğine bırakmıştır, bu dergi de bir yıl sonra Türk Ocağına bırakmıştır.
1911 yılında Genç Kalemler dergisinin Selanik'te çıkmaya başlamasıyla birlikte Milli Edebiyat başlamış oldu. Ziya Gökalp, Genç Kalemler dergisinde yayımlamış olduğu Turan Manzumesi ile Türkçülük akımının lideri konumundadır. Milli bir edebiyat ortamının oluşmasında etkili olmuştur.
Türkçülük kavramı ilk olarak Tanzimat devrinde ele alınmış önceden Türk dendiğinde Osmanlı Devletinde yaşayan Türkler anlaşılırken bu dönemde dünyada yaşayan Türkler ve kurulmuş Türk devletleri anlaşılmaya başlanmıştır. Türk dili ve Türkçe sözlük çalışmaları bu dönemde başlamıştır.
Genç Kalemler dergisi ile birlikte Milli Edebiyat fikri ortaya atılmış ve edebiyatın millileştirilmesi amaçlanmıştır. Bunun için ilk olarak edebiyat dilinde millileşmeye gidilmiş, Yeni Lisan akımı ortaya çıkmıştır. Bu akımın temel amacı yazı dilini konuşma diline yaklaştırmak, edebiyat dilinde Türkçeyi hakim kılmaktır. Ömer Seyfettin'in "Milli bir edebiyat vücuda getirmek için evvela milli lisan ister" tezini ileri sürdüğü Yeni lisan makalesiyle birlikte ortaya çıkan Yeni Lisan hareketiyle Türk edebiyatındaki Arapça ve Farsçanın etkisini ortadan kaldırmayı amaçlamışlar, Osmanlıcayı yapay bir dil olarak görmüşlerdir. Bu dönemde Fecr-i Âtî sanatçılarını edebiyatta kullandıkları dilin Türkçe'den uzak olduğu gerekçesiyle yoğun bir şekilde eleştirmişler, dilde milli olmayı savunmuşlardır.
Yeni Lisan akımının amaçları;
Milli edebiyat romanlarında konuşma dili kullanılmış, sosyal-toplumsal konuları ele alan eserlere yer verilmiştir. I.Dünya Savaşı sırasında ve Milli Mücadele yıllarında halka moral verecek eserler kaleme alınmış ve halk bilgilendirilmiştir. Bu dönemde fikri konulara yönelim olmuştur.
Milli edebiyat sanatçıları;
İslamcılık fikir akımının edebiyat alanında en önemli temsilcisi Mehmet Akif'tir ama bu fikir akımı pek ilgi görmemiş, destekçi bulamamıştır. I.Dünya ile birlikte Müslüman ulusların Osmanlı'nın yanında olması sonucunda İslamcılık fikir akımı önemi yitirmiştir. Osmanlıcılık ve İslamcılık fikir akımları ilk olarak siyasette kendini gösterirken Türkçülük ilk olarak edebiyatta görülmüş, sonrasında siyasette etkili olmuştur.
1908'den sonra II.Meşrutiyetin ilanı aynı zamanda Balkan Savaşları ile birlikte Türkçülük akımı siyasette de kendini göstermeye başlamış; dernekler, yayın organları kurularak bu fikir akımı teşkilatlanmaya ve yayılmaya başlamıştır. Türkçülük ile ilgili kurulan ilk dernek 1908 yılında kurulan Türk Derneği'dir. 1911 yılında bu dernek aynı adla dergi çıkarmaya başlamıştır. Bu derneğin yerini daha sonra Mehmet Emin Yurdakul'un başkanlık ettiği Türk Yurdu derneğine bırakmıştır, bu dergi de bir yıl sonra Türk Ocağına bırakmıştır.
1911 yılında Genç Kalemler dergisinin Selanik'te çıkmaya başlamasıyla birlikte Milli Edebiyat başlamış oldu. Ziya Gökalp, Genç Kalemler dergisinde yayımlamış olduğu Turan Manzumesi ile Türkçülük akımının lideri konumundadır. Milli bir edebiyat ortamının oluşmasında etkili olmuştur.
Türkçülük kavramı ilk olarak Tanzimat devrinde ele alınmış önceden Türk dendiğinde Osmanlı Devletinde yaşayan Türkler anlaşılırken bu dönemde dünyada yaşayan Türkler ve kurulmuş Türk devletleri anlaşılmaya başlanmıştır. Türk dili ve Türkçe sözlük çalışmaları bu dönemde başlamıştır.
Genç Kalemler dergisi ile birlikte Milli Edebiyat fikri ortaya atılmış ve edebiyatın millileştirilmesi amaçlanmıştır. Bunun için ilk olarak edebiyat dilinde millileşmeye gidilmiş, Yeni Lisan akımı ortaya çıkmıştır. Bu akımın temel amacı yazı dilini konuşma diline yaklaştırmak, edebiyat dilinde Türkçeyi hakim kılmaktır. Ömer Seyfettin'in "Milli bir edebiyat vücuda getirmek için evvela milli lisan ister" tezini ileri sürdüğü Yeni lisan makalesiyle birlikte ortaya çıkan Yeni Lisan hareketiyle Türk edebiyatındaki Arapça ve Farsçanın etkisini ortadan kaldırmayı amaçlamışlar, Osmanlıcayı yapay bir dil olarak görmüşlerdir. Bu dönemde Fecr-i Âtî sanatçılarını edebiyatta kullandıkları dilin Türkçe'den uzak olduğu gerekçesiyle yoğun bir şekilde eleştirmişler, dilde milli olmayı savunmuşlardır.
Yeni Lisan akımının amaçları;
- Arapça-Farsça kelimeler Türkçede nasıl söyleniyorsa öyle yazılmalı
- Arapça-Farsça dil kurallarının kullanılmaması (tamlamalar Türkçeye uygun kullanılmalı)
- Arapça-Farsça kelimelerin Türkçe karşılığı yoksa kullanılmaya devam edilmesi
- Konuşma ve yazı dilinde İstanbul Türkçesinin temel alınması
Milli edebiyat romanlarında konuşma dili kullanılmış, sosyal-toplumsal konuları ele alan eserlere yer verilmiştir. I.Dünya Savaşı sırasında ve Milli Mücadele yıllarında halka moral verecek eserler kaleme alınmış ve halk bilgilendirilmiştir. Bu dönemde fikri konulara yönelim olmuştur.
Milli edebiyat sanatçıları;
- Mehmet Emin Yurdakul
- Ziya Gökalp
- Ömer Seyfettin
- Ali Canip Yöntem
- Rıza Tevfik Bölükbaşı
- İhsan Raif
- Yahya Kemal Beyatlı (Nayîlerin içinde yer almış, Bağımsız)
- Samih Rıfat
- Aka Gündüz
- Mithat Cemal
- Orhan Seyfi Orhon
- Yusuf Ziya Ortaç
- Enis Behiç Koryürek
- Halit Fahri Ozansoy
- Şükufe Nihal
- Salih Zeki
- İbrahim Alaaddin
- Kemallettin Kamu
- Faruk Nafiz Çamlıbel
- Ömer Bedreddin Uşaklı
- Halide Edip Adıvar
- Ahmet Hikmet Müftüoğlu
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Reşat Nuri Güntekin
- Halide Nusret Zorlutuna
- Müfide Ferid
- Necmettin Halil Onan
- İbnürrefik Ahmed Nuri Sekizinci
- Müsahibzade Celal
- Neyzen Tevfik
- Mehmet Fuat Köprülü (İlk başta Fecr-i Âtî'de)
Yorumlar
Yorum Gönder