Servet-i Fünûn topluluğunun edebiyatta en etkin olduğu dönemde Hüseyin Rahmi Gürpınar; bu topluluğun dışında kalmayı tercih etmiş, Tercüman-i Hakikat ve İkdam gazetelerinde telif ve çeviri olmak üzere yazılarını yayımlamıştır. Roman türünde ün yapan Hüseyin Rahmi, Ahmed Mithat'ın izinden gitmiş ve popüler romanlar yazmıştır. (Ahmet Mithat'ın Hasan Mellah ve Paris'te Bir Türk romanının ekisinde kaldığını söylemiştir.) Yazmaya çok küçük yaşlarda başlayan sanatçı on iki yaşındayken Gönül Hanım adlı tiyatroyu yazmıştır ama bu eseri Aksaray yangınında yanmıştır. Sanatçının ilk hikayesi ise Ceride-i Havadis'te yayımlanan İstanbul'da Bir Frenk'tir.
Fransız natüralizminden etkilenen sanatçı Türk edebiyatında bu akımın ilk büyük temsilcisidir. Natüralizmin bir özelliği olan romanlarda gözlemlere (gözlem ve deneye dayalı, gerçekçi) yer verme Hüseyin Rahmi'nin romanlarında da vardır. Gözlem ve deneyin ön planda olduğu romanlarında, kahramanlarının psikolojisiyle sosyal çevrenin ilişkisini irdeler. Bunu yaparken realist davranmış ve romanlarında "karakterin ve sosyal çevrenin doğrudan birbiriyle ilişkili olduğu" tezini ispatlamaya çalışmıştır.(Determinizm)
Hüseyin Rahmi'nin romanlarında teknik aksaklıklar göze çarpar. Ahmed Mithat'ın yaptığı gibi romanı yarıda keserek çeşitli bilgiler vermiş, asıl olayla bağlantısı olmayan küçük olayları romana eklemiştir.
Romanlarındaki bazı karakterleri aşırı uçtur. Aşırı aptal, cahil, sapıklık gibi unsurlar, kahramanda en uç noktaya varır ve onları gülünç duruma düşürür. Romancının bu tipleri yaratmaktaki amacı eserlerinde sosyal eleştiriyi bu karakter üzerinden yapmak istemesidir. Töre romanlarında özellikle bu durum söz konusudur.
Realizme sıkı sıkıya bağlı olan sanatçı, romanlarının dili ve üslubunda da bu konuya dikkat eder. Kahramanları bulunduğu çevreye bağlı olarak konuşturmuş dilin konuşma diline bağlı olmasına dikkat etmiştir. Sanatçı romanlarında İstanbul'un ve Anadolu'nun sosyal çevresini ve Türk halkının yaşayış şeklini nesnel bir şekilde eserlerinde anlatmış; kahramanlarının bulunduğu çevreye bağlı olarak yöresel ağızlarla yeri geldikçe konuşturmuş; mahalle hayatı, gelin-kaynana çekişmeleri, aşk gibi konular eserlerinin konusu olmuştur.
1908'den sonra memurluktan ayrılan sanatçı, geçimini kalemiyle sağlayan nadir yazarlardan biridir.
Eserleri:
- Şık-Ayna (Roman)
- Mürebbiye (Roman)
- İffet (Roman)
- Mutâllaka (Roman)
- Bir Muâdele-i Sevda (Roman)
- Metres (Roman)
- Tesadüf (Roman)
- Nimetşinas (Roman)
- Şıpsevdi (Roman)
- Sevda Peşinde (Roman)
- Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (Roman)
- Cadı (Roman)
- Gulyabâni (Roman)
- Kaynanam Nasıl Kudurdu? (Roman)
- Kokotlar Mektebi (Roman)
- Toraman (Roman)
- Hakka Sığındık (Roman)
- Hayattan Sahifeler (Roman)
- Son Arzu (Roman)
- Tebessüm-i Elem (Roman)
- Efsuncu Baba (Roman)
- Cehennemlik (Roman)
- Ben Deli miyim? (Roman)
- Billur Kalb (Roman) (I.Dünya Savaşı yıllarını ele alır, harp zenginlerini eleştirir. Baş kahraman Mürüvvet Abid)
- Tutulmuş Gönüller (Roman)
- Mezarından Kalkan Şehit (Roman)
- Şeytan İşi (Roman)
- Utanmaz Adam (Roman)
- Eşkıya İninde (Roman)
- Kesik Baş (Roman)
- Gönül Bir Yel Değirmenidir, Sevda Öğütür (Roman)
- Ölüm Bir Kurtuluş mudur? (Roman)
- Dirilen İskelet (Roman)
- Dünyanın Mihveri Kadın mı Para mı? (Roman)
- Deli Filozof (Roman)
- Kaderin Cilvesi (Roman)
- Can Pazarı (Roman)
- İnsan Maymun muydu (Roman)
- Ölüler Yaşıyor mu? (Roman)
- Namuslu Kokotlar (Roman)
- Kadınlar Vaizi (Hikaye)
- Meyhanede Hanımlar (Hikaye)
- Kaatil Buse (Hikaye)
- Namusla Açlık Meselesi (Hikaye)
- İki Hödüğün Seyahati (Hikaye)
- Tünelden İlk Çıkış (Hikaye)
- Gönül Ticareti (Hikaye)
- Melek Sanmıştım Şeytanı (Hikaye)
- Eti Senin Kemiği Benim (Hikaye)
- Hazan Bülbülü (Tiyatro)
- Kadın Erkekleşince (Tiyatro)
Yorumlar
Yorum Gönder