Türk Edebiyatında Ahmet Hikmet Müftüoğlu

        

         Servet-i Fünûn Dönemi tanımış hikayecilerinden olan Ahmet Hikmet Müftüoğlu, daha genç yaşlarda iken edebiyatla ilgilenmeye başlamış Leylâ yahut Bir Mecnûnun İntikamı adlı hikayesini Galatasaray'da okurken bastırmıştır. İlk yazısı Payidar adında bir gazetede yayımlandığında Sezaizâde Abdülhalim Hikmet takma adını kullanmıştır. 1896 yıllarında Servet-i Fünûn topluluğuna giren Ahmet Hikmet, Servet-i Fünûn dergisinde yazılarını yayımlamaya başladı ve derginin ilk yazarlarından (Roman Fabrikası adlı makalesiyle) oldu. 

               Servet-i Fünûn, Hazîne-i Fünûn gibi çeşitli dergilerde yazan sanatçı ilk yazılarında fenni, bireysel konularda yazarken ve estetik kaygıyı ön planda tutarken (Arapça ve Farsça kelimeler yoğun) 1908 yılı (II.Meşrutiyet) itibariyle bu dönemde ortaya çıkmaya başlayan milliyetçilik akımının etkisiyle milli konulara yönelmiş, sosyal ve siyasi konular hakkında yazmaya başlamış ve sadece konu olarak değil dil(konuşma dili) ve üslubunda da millileşmiştir. Türk Ocağı ve Türk Yurdu gibi kuruluşların faaliyetleriyle ilgilenmiş ve benimsemiştir. Bu dönemdeki eserleri Türk tarihi, kültürü ve medeniyeti üzerine kurulmuştur. Türkçülük ve Türk birliği kavramlarına eserlerinde önem vermiştir. 

                Atina'da Türk dili ve edebiyatıyla ilgili görüşleri hakkında Fransızca bir bildiri okumuş, Budapeşte'de Türkçe öğretimi için çalışmalar yapmıştır. Türkçenin ve Türk edebiyatının yurt dışında da duyulması için çalışmıştır.
                 
                  Ahmet Haşim'in hocalığını yapmıştır(Galatasaray'da).

               Eserleri:
  • Leylâ yahut Bir Mecnûn'un İntikamı (Hikaye)
  • Haristan ve Gülistan  (Hikaye)
  • Çağlayanlar (Hikaye; Türk tarihi ve medeniyeti ile ilgili)
  • Kadın Oyuncak Değildir 
  • Gönül Hanım (Roman; I.Dünya Savaşı yılları)
  • Parmantiye yahut Patates (Tercüme Hikaye)
  • Bir Riyâzînin Muâşakası (Tercüme)
  • Tuvalet yahut Letâfet-i Â'zâ (Tercüme)




Yorumlar