Türk Edebiyatında Abdülhak Hâmid Tarhan

       

           Tanzimat dönemiyle birlikte  edebiyatta Batı'ya yöneliş başlamıştır. Bu yönelişi tartışan değil uygulayan kişi ise Abdülhak Hâmid Tarhan'dır. Çoğu sanatçı sadece işin eleştiri ve kuramsal kısmında kalıp başarılı bir şekilde bunu uygulayamazken Hâmid, Batı edebiyatında görüp beğendiği bir özelliği Türk edebiyatında uygulamaktan çekinmemiştir. Yaptığı her yenilik divan şiiri taraftarları tarafından eleştirilirken Batı edebiyatına yönelişte bir köprü olmuş, şiirlerinin tekniği başarılı olması ve yenilikçi yönü nedeniyle 'Şair-i Azam' olarak anılmıştır.

          Divan edebiyatı kültürü ile yetişen Hâmid, Paris yıllarında Fransız edebiyatını tanımış; yurda döndükten sonra Namık Kemal, R. M. Ekrem gibi isimlerin eserlerini okumuş ve batılı edebiyatı benimsemiştir.

          Şiirlerinde felsefi bir derinlik, metafizik konularını ele almıştır. Hayat, ölüm, dünya, varlık-yokluk onun eserlerinin konusunu oluşturur. İlk karısının vefatından sonra yazmış olduğu Makber şiiri en ünlü şiirlerinden biridir. Makber ve hemen ardından yazmış olduğu Ölü ve Hacle şiirlerinde ölüm teması hakimdir. Şiirlerinde temel olarak aşk ve tabiat temalarını kullanmıştır. İlk pastoral şiir olan Sahra'yı yazan da odur. 

           Şiirlerinde dönemine göre en serbest hareket eden kişilerden biri olan Hâmid, vezin ve kafiye konusunda serbest davranmış,  ele aldığı bazı konuların dine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. (Garâm şiiri buna örnek) Hamid, kişisel hayatında da dengeli bir karaktere sahip olmaması  nedeniyle eserlerinde de bu durum göze çarpar. Sürekli bir değişim ihtiyacı içindedir ve eserlerinde tezatlar göze çarpar.

     Tiyatrolarını dram türünde veren sanatçı, eserlerinde tarihi konulara da yer vermiştir. Shakespeare'in tesirinde kalan yazar bazı oyunlarında cin ve cadılara yer vermiştir (Finten). Tiyatro oyunlarını sahnelenmesi için değil okunması için yazan yazar, dönemindeki 'milli tiyatro' görüşüne saplı kalmamış, eserlerde sosyal mesajlardan çok karakterleri ön plana çıkarmıştır. Tiyatroları manzum ve mensur biçimde yazmıştır.

           Eserleri;
  • Belde (Şiir)
  • Sahra (Şiir)
  • Makber (Şiir)
  • Ölü (Şiir)
  • Hacle (Şiir)
  • Bunlar Odur (Şiir)
  • Bâlâdan Bir Ses (Şiir)
  • Garam (Şiir)
  • Bir Sefilenin Hasbihali (Şiir)
  • Tayflar Geçidi (Şiir)
  • Yadigar-ı Harb (Şiir)
  • Yabancı Dostlar (Şiir)
  • Validem (Şiir)
  • Tezer (Manzum Tiyatro)
  • Eşber (Manzum Tiyatro)
  • İlhan (Manzum Tiyatro)
  • Turhan (Manzum Tiyatro)
  • Sardanapal (Manzum Tiyatro)
  • Abdullahü's Sagîr (Manzum Tiyatro)
  • Nesteren (Manzum Tiyatro)
  • Liberte (Manzum Tiyatro)
  • Macera-yı Aşk (Mensur Tiyatro)
  • İçli Kız (Mensur Tiyatro)
  • Duhter-i Hindû (Mensur Tiyatro)
  • Sabr ü Sebat (Mensur Tiyatro)
  • Tarık (Mensur Tiyatro)
  • İbn-i Musa (Mensur Tiyatro)
  • Finten (Mensur Tiyatro)
  • Yadigâr-ı Harb (Mensur Tiyatro)
  • Tayflar Geçidi (Tiyatro)
  • Arzîler (Tiyatro)
  • Ruhlar (Tiyatro)










              
              

Yorumlar