Türk edebiyatının önemli şahsiyetlerinden biri olan Namık Kemal, dönemine göre oldukça başarılı eserler vermiş ve Batı edebiyatının örnek alınmasıyla birlikte edebiyatımıza giren roman türünün ilk başarılı örneğini Türk edebiyatına kazandırmıştır. İlk eserleri klasik bir edebiyat eğitimi görmüş olması nedeniyle divan edebiyatı geleneğine bağlıdır ve tasavvuf felsefesine uygundur. Eski şiiri devam ettirmek üzere kurulmuş olan Encümen-i Şuara topluluğunda da yer almıştır ama 1862'de Şinasi ile tanışmasıyla birlikte eski edebiyata olan ilgisini kaybetmiş yeni edebiyatla ilgilenmeye başlamıştır. Yeni edebiyatla ilgilenmeye başladığı andan itibaren eski edebiyata olan ilgisini yitirmiş ve Ziya Paşa gibi eski edebiyata dönüş yapmamıştır. Yeni edebiyatın bütün türlerinde başarılı eserler vermiş ve Türk edebiyatının batılılaşmasının gerekliliğini savunmuştur. Ziya Paşa'nın Harabat'la eski edebiyatı övmesini eleştirmiş, Tahrib-i Harabat ve Takip eserlerini ona cevap olarak yazmıştır.
Şinasi ile birlikte çıkardıkları Tasfir-i Efkâr gazetesinde Şinasi'nin Paris'e gitmesinden sonra hükümetin aleyhine yazılar yayımlıyordu ve aynı zamanda Yeni Osmanlılar Cemiyetinin kurucuları arasındaydı. (Namık Kemal, Şinasi ile birlikteyken tam olarak kendisi gibi davranamıyordu, Şinasi'nin Avrupa'ya gitmesinden sonra tam olarak kendini bulmuştur.) 1867 yılında bu faaliyetleri nedeniyle hükümetin tepkisini çektiği için Paris'e kaçtı ve Mustafa Fazıl Paşa'nın yardımıyla burada yaşamaya başladı. Ziya Paşa ile birlikte Hürriyet gazetesini çıkararak hükümeti eleştirmeye devam etti.
1870 yılında yurda dönmesinden bir süre sonra İbret gazetesini çıkardı ve hükümeti eleştirmeye devam etti. İlk tiyatrosu olan Vatan Yahut Silistre'nin oynanmasından sonra Mağosa'ya hapsedildi. Burada geçen otuz sekiz ayı edebi hayatı açısından geçirdiği en verimli aylardır.
Namık Kemal romanlarının gerçeğe bağlı olmasını ister ve bu nedenle gerçeğe yakın karakterler yaratmaya çalışmıştır. İlk edebi roman olan İntibah ve ilk tarihi roman olan Cezmi ona aittir. Romantizm akımına bağlı olarak eserlerini yazmıştır.
Tanzimat'la birlikte gelen toplum için sanat anlayışına bağlı olarak eserler veren Namık Kemal, "hürriyet, adalet, eşitlik, vatan, hak" gibi kavramları sıklıkla kullanmıştır; hatta 'Vatan şairi' olarak anılır. Her ne kadar hece ölçüsünü savunsa da çoğunlukla aruzla eserlerini yazmış, şiirinin dış yapısında eski şekilleri kullanmaya devam etmiştir ama içerik olarak tamamen farklıdır. Batı etkisiyle gelen kavramları başarıyla eserlerinde aktarmıştır.
Tiyatro ile ilgili görüşlerinde onu bir eğlence olarak görmekten çok bir eğitim aracı olarak görmüştür. Halkın kültür seviyesini yükseltmesindeki etkisini görmüş ve eserlerini bu amaçla yazmıştır. Tiyatroyu "faydalı bir eğlence" olarak nitelendirmiştir. Bu görüşünde Victor Hugo'nun Cromwell'inin ön sözünden etkilenmiştir. Celaleddin Harzemşah Mukaddimesi'ni onun etkisiyle yazmıştır.
Namık Kemal toplumsal, politik, edebi pek çok konuda eksiklik gördüğü noktalara eleştirmiş; bu özelliği nedeniyle pek çok kez İstanbul'dan sürgün edilmiştir. Türk edebiyatının ilk eleştirmeni olarak görülebilir.
Eserleri:
- Hürriyet Kasidesi (Şiir)
- Vatan Şarkısı ( Şiir)
- Vaveyla (Şiir)
- Vatan Mersiyesi (Şiir)
- Vatan yahut Silistre (Tiyatro)
- Gülnihal (Tiyatro)
- Zavallı Çocuk (Tiyatro)
- Akif Bey (Tiyatro)
- Celaleddin Harzemşah (Tiyatro)
- Kara Bela (Tiyatro)
- İntibah (Roman)
- Cezmi (Roman)
- Lisân-ı Osmanî'nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir (Makale, Eleştiri)
- Tahrib-i Harabat (Eleştiri)
- Takip (Eleştiri)
- Mukaddime-i Celal (Makale)
- Bahar-ı Dâniş Mukaddimesi (Makale)
- Me-Prizon Muahezenamisi (Makale)
- Renan Mudafaanamesi (Makale)
Yorumlar
Yorum Gönder