Türk toplumunda yeni bir dönemin başlangıcı olarak görebileceğimiz Tanzimat fermanı edebiyatımızda da yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. 1839 tarihinde Abdülmecid'in tahta çıkmasından sonra Gülhane Parkı'nda Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur. Gülhane Parkı'nda ilk olarak okunması nedeniyle Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu adıyla da anılır.
Tanzimat fermanının ilanı ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu, Batı'nın her alanda olan üstünlüğünü resmen kabul etmiştir. Avrupa ile temaslar çok önceden başlamış olmasına rağmen Batı medeniyetini örnek alacağını resmi olarak kabul eden ilk belge Tanzimat fermanıdır. Batı'yla olan ilk etkileşim Lale devri ile başlar.
Tanzimat'ın ilanından itibaren Türk toplumu, en tepeden halka doğru giden bir yenileşme sürecine girmiştir. Verilen eğitim şeklinden yaşayış tarzına varana kadar toplum yavaş yavaş Batı'yı benimsemeye başlamıştır. Bir yanda Batı benimsenirken diğer yanda ise yeniliklere kapalı olan bir toplum yapısını barındırdığı için bu dönemde eski-yeni ikilemi Tanzimat döneminin en önemli çatışma noktalarından biridir. Bu dönem eserlerinde bu çatışma sık sık işlenir.
Tanzimat döneminde Medeniyetçilik, Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük gibi belli başlı ideolojik anlayışlar ortaya çıkmıştır. Pozitivizm, materyalizm ve realizm gibi fikirler kendini bu dönemden itibaren göstermeye başlamıştır. Tanzimat fermanının(1939) ilanından 20 yıl sonra (1859) Yeni Türk Edebiyatının başladığı genel olarak kabul gören görüştür.
Edebiyatta divan edebiyatına sırt çevrilip batılı bir edebiyatın artık tercih edilmesinin nedenleri arasında divan edebiyatının 17.yy itibariyle yavaş yavaş bıkkınlık sinyallerini vermesi, sürekli aynı çizgide, belli kalıpların üzerine kurulu olması, ilan edilen Tanzimat fermanı ile birlikte Batı'nın edebiyatına da ilgi duyulmaya başlanması gibi nedenler örnek gösterilebilir. Edebiyatta Batı'nın benimsenmesi yolundaki süreçte gazetelerin önemi büyüktür. 1860 yılında Agah Efendi ve Şinasi tarafından çıkarılan Tercüman-ı Ahval gazetesi ilk özel gazete olmasının yanında Şinasi sayesinde edebiyatımıza önemli yenilikler getirmiştir.
Tanzimat dönemindeki önemli gazeteler:
- Takvim-i Vekayi (1831), ilk resmi gazete
- Ceride-i Havadis (1840), ilk yarı resmi gazete
- Tercüman-ı Ahval (1860), ilk özel gazete
- Tasfir-i Efkar (1862), Şinasi tek başına çıkarır, sonradan başına Namık Kemal geçer.
- Muhbir (1866), Ali Suavi çıkarır.
- Ayine-i Vatan (1866), resimli ilk Türk gazetesi,
- Hürriyet (1868), Namık Kemal ve Ziya Paşa çıkarır.
- Terakki (1868)
- Mümeyyiz (1869)
- İbret (1870), Ahmet Mithat Efendi kiralar. 1872'den itibaren başyazarı Namık Kemal'dir. Yazdığı yazı nedeniyle Ahmet Mithat Efendi Rodos'a, Namık Kemal ise Magosa'ya sürgün edilir.
- Tercüman-ı Hakikat (1878)
Tanzimat döneminde nazımda yenileşme nesirden daha zor olur. Bunun nedeni olarak divan edebiyatında nazmın nesirden daha yaygın olarak kullanılması gösterilebilir. Daha çok şiir alanında gelişmiş olan divan edebiyatını birden bire bırakmamız mümkün değildir. Bu nedenle şiir şekil olarak kullanılmaya devam etmiş ama içerik olarak değişmiştir. Şinasi kasidelerinde nesib ve girizgah bölümlerini kullanmadan direkt olarak methiye bölümüne geçer. Şiirde aruzun yanında hece de kullanılmaya başlanır; kafiye anlayışı değişir; şiirin konusu değişir; şiire batı kökenli eşitlik,vatan gibi kavramlar girmeye başlar; şiirde bütünlük sağlanır.(Önceden beyit bütünlüğü vardı.)
Roman, tiyatro gibi türlerin alınması şiire göre daha kolay olmuştur. İlk olarak çeviri yoluyla edebiyatımıza girmiştir. Victor Hugo, Balzac, Moliere gibi önemli romancı ve oyun yazarlarının eserleri çevrilmiştir; adapte eserler yazılmıştır. Tanzimat dönemi eleştiri türü açısından da oldukça önemlidir. Bu dönemde eski edebiyata ciddi eleştiriler yöneltilir.
Tanzimat dönemi edebiyatı iki döneme ayrılır. Tanzimat 1. Kuşağı 1859-1876, Tanzimat 2. Kuşağı ve Ara Nesil 1876-1896 yıllarını kapsar. Tanzimat dönemin iki dönem halinde ayrı olarak incelenmesinin nedeni değişen siyasi ve politik şartlar olduğu söylenebilir.
Tanzimat 1. Kuşak genel özellikleri ve sanatçıları (1859-1876)
- Toplum için sanat anlayışı benimsenir. Edebiyat bu dönemde toplumu eğiten bir araç olarak kullanılmıştır. Yanlış batılılaşma, görücü usulü evliliklerin zararı, vatan sevgisi gibi konular ele alınır. Topluma yön vermek amaçlanır.
- Eserler halka seslenir. Bu nedenle bu dönemde dilde sadeleşme benimsenir.
- Bu dönemin eserleri teknik açıdan kusurludur.
- Klasizm ve Romatizm akımları benimsenmiştir.
- İbrahim Şinasi
- Ziya Paşa
- Namık Kemal
- Ahmet Mithat Efendi
- Şemsettin Sami
- Ahmet Vefik Paşa
- Beşir Fuat
Tanzimat 2. Kuşak genel özellikleri ve sanatçıları (1876-1896)
- 1876'da meşrutiyetin ilan edilmesi ve hemen ardından istibdadın gelmesiyle bu dönemin yazarları baskılar nedeniyle kendi kabuklarına çekilirler.
- Sanat toplum içindir, anlayışının yerine sanat sanat içindir, anlayışı hakim olur.
- Tiyatro eserleri sahnelenmek için değil okunmak için yazılır.
- Dilde sadeleşme kaygısı yok olur, bunun yerine üslupçu bir anlayış ortaya çıkar.
- Teknik olarak ilk döneme göre daha başarılı eserler verilmiştir.
- Realizm akımı eserlerde etkindir.
- Recaizade Mahmut Ekrem
- Samipaşazade Sezai
- Nabizade Nazım
- Abdülhak Hamit Tarhan
- Muallim Naci
- Mizancı M. Bey
Ara Nesil
- Fatma Aliye Hanım
- Mehmet Celal
- Selanikli Fazlı Necip
Yorumlar
Yorum Gönder